Sunday, August 27, 2006

Açlık Grevi'nin Ötesi: ÖLÜM ORUCU

Çoğumuz unuttuk.. Ben de. Ara sıra afişlerini görüyorum: "Tecrit Öldürür!", "Hapishanelerde 119(120,121, nihayet 122) İnsan Öldüğünü Biliyor muydunuz?". TAYAD'ın afişleri bunlar. Neden durup dururken hatırladım ölüm orucuna yatanları? Durup dururken değil elbette. Milliyet Pazar'da Ece Temelkuran'ın, yeni kitabı "Ne Anlatayım Ben Sana!" ile ilgili röportajını okudum da, ordan geldi aklıma.

Ankara'da, Abdi İpekçi Parkı'nı mesken tutmuş Tayad'lılardan; ucuz çakmağı, Mardin E-Tipi Cezaevi'ndeki bir kadın mahkûm tarafından yapılan bilekliği, Grup Yorum'un çıkardığı Tavır dergisini alıp, "F-Tipi'ne Hayır" kampanyasına imza ile destek verdiğim olmuştur. Bugün giderseniz muhtemelen yine onları orada görürsünüz. Yolum düşmediği için unutuyorum anlaşılan..

Yine unuttuğum bir zamanda geldi Ece Temelkuran'ın kitabı, henüz almadım, alacağım en kısa zamanda. Ben F-Tipi cezaevlerinde kalan mahkûmların oraya hangi sebeple koyulduklarını hiçbir zaman düşünmedim. Çünkü kişi ne yapmış olursa olsun, tek kişilik-üç kişilik hücrelerde tecrit edilmeyi haketmemiştir. Hele ki düşünce suçlusu(!).

Bildik sloganlar yazmayacağım buraya. Sadece şunu söyleyeceğim: Tutukluların kafayı yemek üzere tek kişilik hücreye kapatılmasına karşı çıktığımı ve kişinin bunu protesto amacıyla sahip olduğu tek şey olan canını ortaya koyarak gerçekleştirdiği ölüm orucunu meşru bulduğumu ve desteklediğimi beyan ederim!

3 comments:

zihni örer said...

Sedef,
Ölüm orocuyla, sorumluların insanlı8k damarına(!) hitabedilmeye çalışılıyor. Duyulmadığına göre, öyle bir damar yok demektir. Bu bir "insanlık damar testidir".
Egemenlerin yalakalarından biri ya da birkaçı bir cep telefonu için adam öldürse, sıradan bir olay olur. Olay yerindeki güvenlik görevlisi bile akşam evine gittiğinde unutur. Fabrikalarda iş kazasından ve meslek hastalığından yüzlerce insan ölse, gazetelerde haber bile olmaz.
Açlı sınırı gıdım d
gıdım ölüm sınırıdır, milyonlarca insan bu sınırda tutunmaya çalışır, duyargalar nasırlaşmıştır.
Ancak,
Bu düzene lanet okuyan bir karakteriniz varsa, ölüm orucuna yatın, destek için bütün sinsilikleri devreye sokarlar. Ama, ölüm orucundan vazgeçip de protesto için bir kaldırım taşı sökün, (adam öldürün demiyorum) bütün kuvvetler ve yalakaları alarma geçer.
Biz bu filmi çoook gördük.
D
üşüncem, ölüm orucundan vaz geçip, insandan sülükleri sevindirmek yerine, yaşayarak savaşmak daha anlamlı geliyor bana. Çünkü, ölüm eylemini kavrayacak kamu oyu henüz yok!

sedef said...

İki ucu ateşten değnek Zihni Abi.. Testi geçemeyen damarlar başka ne şekilde sınanmalı? Yapabilecekleri ne var bu insanların? Üstüne bir de linç antrenmanı yapıyoruz bu insanların destekçileri üzerinde.. Eskiden "anarşik" derlerdi sisteme karşı burnunun dikine gidenlere, bugünlerde hepsi "terörist".

...

Bu hepimizin ayıbı. Hayata döndürüldüklerinden beri tüm duyularımızı kapadık, istisnasız hepimiz.. Çok çabuk kanıksıyoruz her şeyi, çabuk atıyoruz belleğimizin arkalarına. Devir tüketme devri, oyalanacak yeni bir oyuncak verildi mi elimize...

herackles said...

Bu insanların tek sorunu birlik olamamaları, ilimle değil de emirlerle iş yapmaları.
Gaykedi'den gördüğüm için geldim sayfalarına.Kemal Kahraman'ın parçasını indiremedim ama diğer sayfandan, süresi geçmiş.Üzüldüm :(

TAYAD mevzusu ise derin, umarım sen de bu derinlikle yazıyorsundur.Birlikte yaşamak ile ayrı yaşamanın koşullarını bilmiyorum.Sadece medyanın bize gösterdiği kadarıyla, askerler tarafından dışarı çıkarılmak istenen, çıkmamakta direnen insanların üzerine saldırılan bir ortamda, bir kısmının da halay çekmesiydi.
Bu vb. olaylar, artık düşünmekten ve sonuç aramaktan çok doğruluklarında ikna oldukları sürecin fetişi haline geldiklerini düşündürüyor.