Saturday, September 09, 2006

Linç

Son günlerde 6-7 Eylül saldırılarındaki ruhu anımsatan hareketler gittikçe artıyor Türkiye'de. Beğenmediğini, kendisi gibi düşünmeyeni yok etme güdüsünün altında yatan psikoloji nedir acaba? Psikolog değilim, ama bana saldırarak kendini meşrûlaştırma çabası, bir şeye kızdığında ortalığı dağıtan, bağırıp çağıran ergenlik dönemindeki bir çocuğu anımsatıyor. Radikal gazetesinin bugün ilk sayfadan verdiği yazının bir kısmını veriyorum, devamını buradan okuyabilirsiniz:


Tehlikeli tırmanış






Son 15 ayda birçok yerde görülen linç girişimlerinden biri Akyazı'da yaşandı. Kavgaya karışan dört işçi, 'PKK yanlıları' söylentisi üzerine linç edilmek istendi


DHA - SAKARYA


-Bildiri dağıtan gençlere saldırıyla başlayan, Lübnan'a asker görderilmesine karşı çıkan üniversitelilerin dövülmesiyle devam eden, tarikat imamının katilinin cami içinde öldürülmesiyle de 'zirve yapan' linç kültürü artık sıradan sokak kavgalarında bile kendine zemin bulabiliyor. Sakarya'nın Akyazı ilçesinde kavga eden dört Kürt işçi, 'Bunlar PKK'lı' söylentisi üzerine sokağa dökülen 2 bin kişi tarafından linç edilmek istendi.



Yine bugünün Radikal'inden Serhan Ada da aynı konuya değinmiş. Yazısının ilgili kısmını veriyorum:


Linç arttıkça daha konuşulur
oldu. Lanetlenmesinde hiç şaşılacak bir yan yok. Makam sahipleri övse bile 'güzel' olduğunu kim iddia edebilir? Tüm o iyi çocuk diskurları beter bir illet olduğunu öğretmedi mi? Yine de bu toprakların az ya da çok derininde öylece durmadığını kim iddia edebilir? İnsan haklarının icat edilmediği çağlardaki örnekleri bir yana bırakın. Sivas'ın alevleri daha soğumadı. Linç, korkak kitlenin hain ve yüzsüz intikamı. Olmak için iktidardakilerin üstü örtülü rızasına ihtiyaç uyuyor. Daha da yaygınlaşacağından kuşku duyulmamalı.

Lincin bu kadar belirgin, bu kadar cüretkâr olduğu dönemler fedakâr kurbanların da toplumsal sahneye atladığı dönemler oluyor. Seyirci milyonlar ise suskun. Arada sırada başlarını iki yana sallamak onlara yetiyor. En sonunda evlerine dönüp başlarını yumuşacık yastıklarına gömüyorlar.


Yazının tamamı burada. Kırmızı ile vurguladığım "güzel" betimlemesi ise, İstanbul Emniyet Müdürü'nün ağzından çıktı! "Lübnan Askeri Olmayacağız" pankartını görüp ne hikmetse arkadaşların PKK'lı olduğunu düşünen vatandaşlar bir güzel pataklamışlar eylemcileri. Çok değil, daha geçenlerde Trabzon'da bildiri dağıtan TAYAD'lılar için "PKK'lılr Türk bayrağı yaktılar!!" söylentisini alev gibi bir anda yayıp da bildiri dağıtanları linç eden zihniyet aynı. Ve onları destekleyen, şakşaklayanlar da. Konuyla ilgili bir yazı da Savaşkarşıtları'nın sitesinden: http://www.savaskarsitlari.org/arsiv.asp?A...rsivAnaID=35063 .


Hâl böyleyken böyle. Biz de oturduğumuz yerden "çık çık çık" deyip, çok çok başlık açmaktan başka bir şey yapmıyoruz aslında...

2 comments:

Zeynep Gürel said...

evet o insanlar sanki yoklar, linç olduğunda ortaya çıkıyorlar.

gaykedi said...

linç psikolojisi asırı dindarlık ve asırı millilyetcilik körüklüyor, isyerinde bir kac gündür birisi her sabah milli gazete bırakıyor, hicri 17 şevval 1427 tarihli geçen günkü sayısında :) evet gerçekten böyle bir tarih var üzerinde yani 8 kasım çarşamba, araplar bile artık batı takmini kullanıyor, bunlar araplardan daha arapçı galiba..herneyse manşet "Bunlar lanetli kavim" bahsedilen israil, herhangi bir milletin yaptıklarını eleştirmek ayrı lanetli olmakla suçlamak ayrı ! birileride kalkar türklere barbar der, kürtlere bunlar adam olmaz vahşiler der, araplar cahil oğlu cahildir der de der, üf ya üff gelde sinirlenme, bu arada ben bu yazımı bir baslık altında bloguma koyayım bari :)